İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği Başkanı Ali Bayraktaroğlu, yeni yönerge ile firmalara getirilen, filoda yüzde 5 özmal bulundurma zorunluluğunun ilerleyen yıllarda artabileceğini, firmaların buna hazırlıklı olması gerektiğini söyledi: “Bu oran seneden seneye artacak. Belediye bunu yüzde 20’ye çıkarmak istiyordu. Biz alt komisyondaki görüşmelerde yüzde 5’te kalmasını sağladık. 2020’ye geldiğimizde servis taşımacılığı ciddi bir özmalı olmadan yapılamayacak hale gelecek.”
Bayraktaroğlu, servis taşımacılığında firma sahiplerinin ve tedarikçilerin ortak isteği haline gelen plaka tahdidinde olumlu bir sonuç almak için çalıştıklarını belirterek, “2015 yılı içinde bu işi başaracağımızı düşünüyoruz. İTO yanımızda. Belediye’yi ikna etmek istiyoruz” dedi.
Başkan Ali Bayraktaroğlu ile Otokar’ın sponsor olduğu eğitim toplantısının ardından gerçekleştirdiğimiz özel bir röportajda, ilk olarak İTO’da plaka tahdidine yönelik gerçekleştirilen zümre toplantısının ardından ne gibi gelişmelerin olduğunu sorduk. Bayraktaroğlu, İstanbul Ticaret Odası’nda, geçtiğimiz ay yapılan ‘plaka tahdidi’ konulu zümre toplantısının ardından plaka tahdidinin İstanbul’da uygulanabilmesi için çalıştıklarını söyledi. Zümre toplantısında İTO, İSTAB ve diğer sivil toplum örgütlerinin kararlı bir şekilde tahdit istediğini dile getiren Bayraktaroğlu, “Zümre toplantısı bir lansmandı. Biz, ‘kararlılıkla İstanbul’da plaka tahdidini istiyoruz’ toplantısıydı. Orada belirli sivil toplum örgütlerinin liderleri, esnaf odasının lideri vardı. İTO ve İSTAB olarak biz oradaydık. Herkesin bu konu ile ilgili müspet düşündüğü bir ortam oluşmasını sağladık. İstanbul Ticaret Odası Başkanı, “Ben de istiyorum, mutlaka plaka tahdidi olmalıdır” dedi. Bu bizim için çok önemliydi. Şimdi dosya aşamasına geçtik. Başkan Sayın Kadir Topbaş’a tam olarak gidilmedi ama Genel Sekreter Yardımcısı, Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü (TUHİM) ile görüşmeler oldu. Kadir Bey’e dosya beraber gideceğiz. Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapacağız” dedi.
Diğer illeri analiz ediyoruz
Bayraktaroğlu, plaka tahdidi uygulanan 10 ili incelediklerini, onların hangi süreçlerden geçtikten sonra plaka tahdidine kavuştuklarının analizini yaptıklarını belirtti: “Ankara, Samsun, Kocaeli, Bursa gibi illeri inceliyoruz. Plaka tahdidini nasıl uygulamışlar? Avantajlarına, dezavantajlarına bakıyoruz. Orada mağduriyete yol açan bir durum var mı? Plakalar nasıl donmuş, nasıl uygulama yapılmış? Plaka tahdidinden sonraki ilk üç yıl servis taşımacılığı nasıl yürümüş? İldeki plaka tahdidi nasıl ve neye göre yapılmış? Kimler bundan faydalanmış? Şirketler ve esnaf bu işin ne tarafında kalmış? Sonra, işletilirken kime nasıl faydası olmuş? Hepsini inceleyip bizim talebimizi güçlendirecek veriler topluyoruz. Antalya, Ankara, İzmir ve Gebze’nin plaka tahdidini nasıl çözdüğünü, nasıl uyguladıklarını analiz ediyoruz. Süreç biraz uzun sürecek gibi gözüküyor ama 2015 yılında İSTAB olarak bu işi başaracağımıza inanıyoruz. Genç ve istekli bir ekip ile çalışıyoruz. İTO yanımızda. Belediyeyi ikna ederek plaka tahdidinin İstanbul’da uygulanmasını sağlamak istiyoruz.”
Raporu İSAROD ile paylaşacağız
İstanbul Ticaret Odası’nın etüt ve planlama şubesinin diğer illerde uygulanan plaka tahdidi ile ilgili araştırma raporunun İSAROD ile de paylaşılacağının bilgisini veren Bayraktaroğlu, “Burada 4 akademisyen çalışıyor. Etüt planlama şubesi üst düzey görüşmelerini yapıyor. Belediyelere yazışmalar yapılıyor, onlardan resmi rakamlar geliyor. Biz şu anda hangi ilde ne kadar plakalı araç var, plakalar nasıl çıkmış, ne kadara ihale olmuş, plakalar kaç para olmuş, hepsini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Tahsis istemiyoruz
Plaka tahdidinin alternatifinin tahsis olmadığını zaten tahsis sistemi ile çalıştıklarını belirten Bayraktaroğlu, “Güzergah izin belgesi tahsisin yerini tutuyor. Plaka tahdidi olduğunda, bu işe sınırlama geldiğinde taşıma fiyatları taşımacıyı tatmin eden seviyeye geldiğinde herkes mutlu olacak” dedi.
Plaka ölene kadar insana yapışmamalı
Plakaların mutlaka devredilebilir olması gerektiğini vurgulayan Bayraktaroğlu, “Bir plaka ölene kadar insana yapışmamalı. Devir imkanı olmalı, ama bu ticari rant haline gelmemeli. Bunu engellemek için bir metodolojimiz yok, ama bu iş mevcut illerde nasıl olmuş, İstanbul’a uygulandığında nasıl yapılır üzerine çalışacağız” dedi.
Sektör küçülmeyecek
Bayraktaroğlu, Başbakan’ın ‘ana arterlerde servis taşımacılığını kaldıracağız’ açıklamasını yeterince bilgi sahibi olmadan veya yanlış bilgilendirme sonucunda yaptığına inandığını söyledi: “Bence Sayın Başbakan’a yanlış sufle verilmiş. Burada doğru bir şeyler söylenseydi, hemen bu işin üzerine gidilirdi. Mesela Sayın Ali Babacan da çıktı; ‘kesinlikle mümkün değil’ dedi. Ertesi gün ‘yangın var’ diye açıklamalar yapıldı. Öğrenci velileri servisleri nasıl kaldırırsınız diye itiraz etti. Yanlış anlaşıldı bu iş. Benim öngörüm kısa ve orta vadede servis sektörünün kaldırılması çok zor.”
Servis sektörünün kısa ve orta vadede küçülmesinin mümkün olmadığını dile getiren Bayraktaroğlu, “Devlet, bir karar alır. ‘Kamu kurumlarının önüne metro yaptım, bu nedenle kamu kurumuna servis hizmeti verilmeyecek’ der, servis taşımacılığında küçülmeler bu şekilde olur. Ancak bunun olması, uzun vadede ciddi bir altyapı çalışması, milyon dolarları ve uzun bir süreyi gerektirir. Bizim metro ağımız 20 yılda 124 km’ye ulaştı. 2030 yılında metro ağının 700 km ulaşacağı belirtiliyor. Servis taşımacılığının kaldırılması için ihtiyaç olan metro ağı 1000 km’nin üzerinde. Burada Başbakan daha iyi bilgilendirilip bu konu üzerinde bir şey söyleseydi, konu ile ilgili çalışmalar yapılırdı. Oysa ertesi gün öğrenci velileri ‘siz nasıl kaldırırsınız’ diye feryat etti. Biz bu açıklamadan üzerimize düşeni aldık. Kısa ve orta vadede servis sektörünün yok olmayacağı ortada” diye konuştu.
30 yaşın altındaki insan ne yapacak?
Milli Eğitim Bakanlığının servis sürücülerine yönelik hazırladığı taslağı da yorumlayan Bayraktaroğlu, “Bu taslakta getirilen kurallara yüzde yüz katılmıyorum. Hatta bu taslağı anlamakta zorlanıyorum. Biz bir araştırma yaptık 20 ile 30 yaş arasındaki servis sürücüsü küçümsenecek bir sayı değil. İnsanlar araba almış, bu işe yatırım yapmış evine ekmek götürüyor; sen, birden ‘bu işi yapamazsın’ diyorsun. Gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Bu işin metodunu belirleriz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak; ‘gerekli eğitimleri veririz, insanları teorik ve pratik eğiterek biz doğrusunu yaptırırız’ diyeceğine, ‘ben ehliyeti 12 yıla çıkardım, 30 yaşa çıkardım’ demek, çok manidar. Bir sektörün geleceği ile oynamak gibi bir şey bu. İnsanların araba yatırımları var, bu işte çalışıyorlar. Hali hazırda 29 yaşında olan arkadaşım ne yapacak, 3 çocuğu varsa bu işi yapıyorsa arabasının borcu varsa, böyle açıklamalar yaparken biraz daha düşünmek lazım. Yaşa ve ehliyet konusuna itiraz ediyoruz. Devlet, ben sana bu ehliyeti verdim diyor, sen ertesi gün arabaya binip çalışabiliyorsun. Birileri de sen 12 yıl geçmeden şu arabayı kullanamazsın derse burada başka bir şey doğar. Sen 12 yıl geçmeden o arabayı kullandırmalısın, ama ‘gerekli mesleki eğitimleri pratik ve teorik olarak benden aldıktan sonra kullanabilirsin’ diyebilirsin. Biz buna itiraz edeceğiz. Normalde polis kontrol noktasında, yol belgesi müracaatlarında aranıyor. SRC’yi almak bile bu kadar zor değil. Gidiyorsunuz, gerekli eğitimleri görüyorsunuz, sınavlı sınavsız, tarihleri var, giriyorsunuz. Ama 30 yaşın altındaki kişilere ben bu işi yaptırmayacağım demek gerçekten abesle iştigal olur. Hiç yakışık almaz. Çok iyi araştırmak lazım, sektöre sormak lazım. Bundan mağdur olacak ne kadar sürücünüz var diye sormak lazım. Bu bir taslak, bana göre taslaklar sahaya sorarak hazırlanılır. Sonra ayrıştırmalar yapılır, konsolide edilir. Bu oluşturulan taslakta İSTAB ve İTO’nun bir görüşü yok. Biz görüş sunacağız. ‘Taslak bu hali ile çıkmamalıdır. Lütfen bu konu ile ilgili İSTAB’ın İTO’nun ve sektördeki diğer tüm temsilcilerin görüşlerini alınız’ diye hazırlığımızı yapıyoruz. Ankara’da bununla ilgili Kara Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Sayın Hüseyin Yılmaz ile bir telefon görüşmesi yaptım. Ziyaret edip konunun vahim olduğunu anlatıp düzeltilmesini sağlayacağız” diye konuştu.
Özmal oranı artacak
Bayraktaroğlu, yeni yönerge ile firmalara getirilen, filoda yüzde 5 özmal bulundurma zorunluluğunun ilerleyen yıllarda artabileceğini, firmaların buna hazırlıklı olması gerektiğini söyledi: “Bu oran seneden seneye artacak. Belediye bunu yüzde 20’ye çıkarmak istiyordu. Biz alt komisyondaki görüşmelerde bunun yüzde 5’te kalmasını sağladık. 2020’ye geldiğimizde servis taşımacılığı ciddi bir özmalı olmadan yapılamayacak hale gelecek. Tabii, biz bunu kabul etmeyeceğiz. Sektörün buna hazırlık yapabilmesi için gerekli zamanı kazanmaya çalışacağız. Ama kötüyü düşünerek firmalara, özmal durumlarınızı kontrol altında tutmalısınız diyorum. Yeni iş alırken, düşünerek, öngörerek hareket etmeli ve bütçemizi buna göre yapmalıyız.”
2014 mutlu geçmedi
2014 yılında servisçi esnafı ile ilgili birçok gelişme yaşandığını belirten Bayraktaroğlu, “Devlet, ‘bu işi kaldırıyorum’ dedi, mazot fiyatını aşağı düşürdü. Birçok gelişme yaşandı… Tam olarak şu konuda mutlu olmamız gerekir diye bir parametrem yok. Ama çok da mutlu bir yıl olmadı. 2015 yılında plaka tahdidi uygulanırsa sektörün mutlu hale geleceği yılların başlayacağını düşünüyorum” dedi.
3 yıl öncesinin fiyatları
Petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak özel ve resmi kurumlar ile okulların servisçilerden taşıma fiyatlarını düşürmesini istediğini dile getiren Bayraktaroğlu, “Petrol fiyatının düşmesi olumlu bir gelişme olabilecekken, sektör için olumsuz bir duruma dönüştü. İşverenler bunu yaptığı için firmalar da bunu arabacıya yansıtıyor. Firmalardan gelen ‘fiyatları düşürün’ isteği sektörün daralmasına yol açıyor. Biz 2-3 yıl öncesinin fiyatları ile taşıma yapıyoruz. 3 yıl önceki fiyatlar fiyatlarla iş yapılıyor. Soruyorum: çok mu adilane? Şirketler de okullar da işlerini delege ederken parayı üçüncü planda tutmalılar. En başta maliyet analizlerini, kaliteyi, güvenilebilirliği, iş yapılabilirliği sorgulamalılar. Sektör soluk almalı, çünkü sektör yaşamadığında herkes mağdur olacak. Tam sektör nefes alacağım derken böyle bir şey çıktı maalesef, müspet görünen şey menfi duruma ilerlemeye başladı” dedi.